İlk Umre Ne Zaman Gerçekleşti ?
Peygamber Efendimiz (s.a.v) Mekke’den hicret edeli altı sene olmuştu. Muhacirler altı senedir Mekke’den ve Kâbe’den uzaktı. Mekke ve Kâbe aşkı ve özlemi iyice artmıştı. Hicri 6. sene Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir gece rüya gördü. Rüyasında bazı müslümanların Kâbe’yi tavaf ettiklerini, bazılarının saçını kazıttığını veya kısalttığını görmüştü. Gördüğü rüya üzerine Muhacirlere Umre yapmaları için hazırlanmalarını söyledi. Tüm Muhacirler heyecanla umre için hazırlık yapmaya başladı. Müslümanlar, Peygamber efendimiz (s.a.v)’in “Müslümanlar muhakkak Mescid-i Haram’a girecektir” sözü üzerine o sene Mekke’ye gidebileceklerini düşünüyordu.
Peygamber efendimiz (s.a.v) Medine’de yerine Abdullah bin Ümmi Mektum’u tayin ederek yola ilk Umre için Medine’den 1400 kişilik kafile yola çıktı. Yanlarında 70 deve, 200 at ve yolcu kılıcı vardı. Kılıçlar kınlarında yola çıkmışlardı. Hz. Ömer’in (r.a.) “Yâ Resûlallah! Seninle harp halinde bulunan bir kavmin üzerine silahsız ve atsız mı gireceksin? Gerektiğinde, onlarla çarpışmak için yanımıza silahlarımızı almayalım mı?” diyerek endişesini dile getirdi. Alemlere rahmet olan Hz. Muhammed (s.a.v) ise cevaben“Ben, umreye niyetlenmiştim. Silah taşımak istemem.” diyerek, mübârek niyetlerinin muharebe olmayıp, mücerred umre, yani Kâbe-i Muazzamayı ziyaretten ibaret olduğunu ifade buyurdu. (Taberî, 3:72; İnsanü’l-Uyûn, 2.689.)
Mekkeli müşrikler, Umre yapmak üzere Müslümanların geldiklerini öğrenince Mekke’ye girişe izin vermeme konusunda mutabık kaldılar. Halid bin Velid kumandasında 200 kişilik Süvari Birliği’ni de hazır hale getirip Kürâü’l Gamim denilen mevkiye gönderdiler. Bunu haber alan Peygamberimiz (s.a.v) “Yazıklar olsun! Kureyş helâk oldu. Zaten savaş, onları yiyip bitirmiştir. Ne olurdu, benimle diğer Arap kabileleri arasında olmasalardı. Beni onlarla baş başa bıraksalardı. Onlar beni yenecek olurlarsa, zaten kendilerinin de istediği budur. Eğer Allah beni onlara galip getirecek olursa ve kendileri de isterlerse toptan İslâmiyete girerlerdi. Eğer, böyle yapmazlarsa çarpışmayı göze almışlardır demektir. Heyhâyt! Kureyş müşrikleri kuvvetlerinin çok olduğunu mu zannediyor? Vallahi, Allah’ın tebliği için beni göndermiş olduğu dini hâkim ve üstün kılıncaya kadar, şu başım şu gövdemden ayrılıncaya kadar onlarla savaşmaktan asla çekinmeyeceğim!” (Sîre, 3:321.) dedi.
Birbirlerine elçi gönderen Müslümanlarla, Müşrikler nihayeinde Hudebiye Antlaşmasını imzaladı. Buna göre Müslümanlar bu sene Umre yapmayacaktı ama ertesi sene Umre yapabilecekti. Hicretin 7. Senesinde Zilkade ayında Müslümanlar ilk Umresini gerçekleştirdiler. Bu bir sene süre içerisinde Müslümanlar daha da güçlü bir şekilde Umre için yola çıkmıştı. Medine’de bu defa yerine Uveyf bin Azbat’ı tayin etmişti. 2000 kişili kafile yanlarında bu sefer silahlarla yola çıkmıştı ve Mekkelilere silahları yanlarında getirme sebebini, onların bir saldırıda bulunma ihtimaline karşı hazırlıklı olmak için olduğunu söyledi. Mekke’ye giren Müslümanlar telbiye getirerek Tavaf etmeye başladı. Müşrikler, Müslümanlar ve Peygamberimiz (s.a.v) için “Yanımızdan ayrıldıktan sonra Muhammed ve ashabı hastalığa ve yoksulluğa uğramıştır” diye dedikodu çıkarmaları üzerine Peygamberimiz (s.a.v) Müslümanlara Kâbe’yi üç kere koşa koşa, omuzlarını silke silke tavaf etmelerini emretmişti.
“Lebbeyk Allahümme lebbeyk!
Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk!
İnnel hamde venni’mete leke ve’l-mülk! Lâ şerike leke.”
Tavaftan sonra Makam-ı İbrahim’de tavaf namazı kılan Allah’ın Resulü, Sa’y yapmak üzere Safâ Tepesine çıktı ve Safâ Merve arası yedi kere Sa’y yaptı. Sonrasında ise Müslümanlar Allah’ın Resulü ile birlikte Merve’de kurbanlarını kestiler ve tıraş olarak ihramdan çıktılar. Hudeybiye Antlaşması gereği üç günlük Umre ibadetini eda ettikten sonra Mekke’den ayrılan Müslümanlar, üç sene sonra Mekke’yi fethetmişti. İşte Müslümanların ilk umresi böyle olmuştur ve o günden bu yana Umre ibadeti hep yapılmaktadır.